NATO’ya ve orduya hizmet etmeyi, asker olmayı reddediyorum! Eşitlik-Özgürlük ve Sosyalizm mücadelesine katkı vermeye devam edeceğim!

Özgürlüğün kabına sığmayan, sınırları kevgire çeviren, yeryüzünün yaşanırlığını herkes ve her canlı için düşleyen, zamanın ve mekânın içinde sıradanlaşmış milyonlarca insanın emeği, bizi bugün biz yapan hayatın akışını berraklaştırmıştı. İnsanlığın hafızasına bir dipnot düşen altın çağ özlemi ve hasretinin beslediği arzularımızın dizginlenemez coşkusu, bastığı toprakta filiz sürmüş köklerini derinlere salmış tarihsel kolektif arzudan beslenmektedir. Şöyle bir bakınca zamana, dağılıyorum farklı tarihlerde farklı mekânlar da. Kendimi görüyorum milyonlarca yıl önce Afrika'nın doğusundaki Büyük Rift Vadisi’nde hayatta kalma mücadelesi verirken iki ayakları üzerine doğrulan benzerimde, sonra taş aletlerinin yontulmasındaki ustalaşan ellerde, taşı yontan ellerin, birlikte davranırken dilin ve düşünmenin yolunu açanlarda. İnsanın yeryüzündeki varlığını kökten değiştiren yeni taş çağının keşiflerini yapan isimsiz kadınlarında, sınıflı toplumlarda daha iyi bir dünya ve hayat için mücadele edenlerde buluyorum kendimi. Hayatın sırrı benim sadece ben olmadığımı, dün ve şimdide saklı olanın aynı zamanda gelecek olduğunu da hissettirmektedir yaşayana. Hayatıma yön veren özgürlük felsefem, servet karşıtı ahlak anlayışım, kapitalist sömürü ve baskı sisteminin yıkılmasını/parçalanmasını savunan politik düşüncelerimden dolayı; varlığı kapitalist sömürü ve baskı düzenin devamını sağlamak olan artı-değer ekseninde devlet, çekirdek ataerkil aile, din, okul, hukuk, tımarhane, hapishane, ıslahevi, genelev, özel mülkiyet vs. düzenine hizmet etmemeyi eksiklerime ve yanlışlarıma rağmen bir hayat çizgisi haline getirme çabası içinde oldum. Eksikleri ve yanlışları gidermenin yolunun yine mücadeleden geçtiğini Gezi direnişinin her yanı sarması ile bir kez daha hep birlikte anımsadık. Protestodan direnişe geçen hareket hepimize esin kaynağı olmaktadır. direniş reddetmek, yeniyi istemek için eskiden kopmaktır. Bunun için, Reddedilen askerlik, toplumsal cinsiyet rollerinin reddedilmesidir. “erkekliğin”, "aç! aç! aç!" soytarılıklarının, toplu tecavüzlerin, kadınların sömürüsünün reddedilmesidir. Reddedilen askerlik, başka uluslara düşmanlığın reddedilmesidir. Yalan üzerine kurulu ulusal tarihin, “asker millet” yalanının," ne mutlu türküm diyene"nin, savaş çığırtkanlığının, Suriye’ye her türlü müdahalenin reddedilmesidir. Suriye ve Kürtler üzerinde sürdürülen kirli savaşın reddedilmesidir. Reddedilen askerlik, ezilen ve sömürülenlere karşı baskı aygıtının reddedilmesidir. İşkencenin, F Tipi cezaevlerinin, gözaltı terörünün yani devlet terörünün reddedilmesidir. Reddedilen askerlik, LGBT bireylere uygulanan tıbbi kontrol zulmünün, hasta olarak tanımlanmalarının reddedilmesidir. Reddedilen askerlik, itaat kültürünün, kişiliğin ezilmesinin, insan onurunun çiğnenmesinin reddedilmesidir. www.savaskarsitlari.org sitesine göre 214 ‘ü bulan redcilerin açtığı yola bir tuğlada ben koyuyorum. Eşitlik-özgürlük-sosyalizm mücadelesinde; ezenlerin-sömürenlerin baskı araçlarından biri olan orduya ve onu parçası olduğu NATO’ya hizmet etmeyeceğimi, onun karşılığında herhangi bir devlet hizmeti yapmayacağımı, karşıma çıkacak olan sivil ya da askeri mahkemeleri tanımayacağımı beyan ediyorum. AHMET ÇETİN DURUKANOĞLU, 25.10.2013, İSTANBUL